Bir UMUT Mesajı...

Salı, Haziran 11, 2013

Evrenimizin göz kamaştıran ışık yelpazesi içinde, Gerçekten hayret uyandıran şeyler oluyor bu gezegen'de. 

Binlerce yıldır ilk defa bir şansımız hakikatten var. Barış, Huzur için, muhteşem Özgürlik hissi. Zamanı geldi. UYAN…

Binlerce yıl boyunca Barış’ı aradık. Ancak şimdi anladık ki, Barış sadece bizlerin içsel huzura ulaştığı yerde yerleşecektir.

İnsan zihninde ki her düşünce, bir elektromanyetik dalga yayar. Etkisi ölçülebilen bu dalga, tam kalbimizden yaşadığımız dünya’ya yayılır. İnsan kalbinin bedende ki en güçlü jeneratör olduğu belgelenmiştir. Bu önemli. Çünkü bizler her şeyin beyinde olup-bittiğini düşündük.


Beyinde hem elektrik hem de manyetik alana sahiptir. Ama kalp ile karşılaştırıldığında her iki alanda da çok zayıftır. Kalbin elektrik alanı, beyinden 100 kat daha; manyetik alanı ise 5000 kat daha güçlüdür. 5000 KAT… Bunun önemli olmasının nedeni, bildiğimiz fiziksel dünyanın bu iki enerji alanından oluşmasıdır. Elektrik, manyetik alanlar. Bugün okuduğumuz fizik kitapları bize der ki; Eğer atomun elektrik ya da manyetik enerji alanlarından herhangi birini değiştirebilirsek,  bunu yaptığımızda atomun kendisini yani bu dünyada ki bedenimizi oluşturan maddeyi değiştirmiş oluruz. Ve öyle de görünüyor ki; İnsan kalbi bu iki alanı da değiştirebilecek yapıda yaratılmıştır.

Ve kalbimiz bu iki enerji alanını da hem elektrik hem de manyetik alanın her ikisi de bu dünyada ki bedenlerimizde değişebilir. Bunu kalbimiz ile yüreğimiz arasında oluşturduğumuz duygulara göre yapar. Her şey sadece titreşen ses dalgaları. Ses şekli yaratır. Her düşünce güçlü bir bilgi dalgası gönderir. Böylece etrafımızda ki dünya şekillenir. Her farklı düşünce, farklı bir frekans yayar. Olumlu düşüncenin suya etkisi, olumsuz düşüncenin suya etkisi farklıdır. Buradan etkiyi somut olarak görebiliyoruz.


1993’te şiddet suçlarını azaltmak için, toplu meditasyonun etkileri üzerine yapılan bir çalışmanın hayret uyandıran sonuçları, dünyanın her tarafından bilim insanlarının ilgisini çekmiştir.
Hepsi farklı özelliklerde 4000 kişi Washington ABD’ye getirilmişti ve meditasyona başlamaları ile birlikte suçlarda ki azalma inanılmazdı. O zamandan beri çalışma yüzlerce kez tekrarlanmış ve sonuçların başarısında ki artışlar hayret verici olmuştur.


Barış hakkında 300 bin kitap ve metin vardır. Bu kitap ve metinlerin her biri en azından 3 kişi tarafından okunmuştur. Yazarı ve yayıncısı dahil. Barış hakkında bir kitabı kim okumak ister ki? Biz barış’ı yaratmak istiyoruz. Barış’ın gerçek ilmini. Çünkü bilinç alanı, BİR’liğin alanıdır. Hazzın alanıdır, huzurun alanıdır. Ulaşılabilir, olası. Güçlü,  fiziksel seviyede kullanabileceğimiz nükleer güçten milyonlarca defa daha güçlü. daha fazla Barış yaratana ihtiyaç var. Bu insanlar sinir sistemlerini öyle geliştirmişlerdir ki, Barış için birer deniz feneri olmuşlardır. Barış titreşimi yayarlar. Barış, Barış, Barış. Toplu olumsuzluk grup bilincimizde doğal felaketleri bile yaratabilir.

“ Tsunami ya da Tektonik plaka hareketleri söz konusu olduğunda, bilince gerçekten inanıyorsanız bunların bile toplu zihinsel dalgalanmanın bu tabiat dalgalanmaları ile bağlantılı olduğunu söyleyebilirsiniz. Çünkü bizlerde tabiatın bir parçasıyız değil mi? Sende tabiatsın, onun dışında değilsin. Bu nedenle toplu zihin dalgalanıyorsa, doğanın dalgalanması normaldir. Kendimizi doğadan ayırma eylemindeyiz. Eğer biz sakinleşirsek, belki doğada sakinleşir. Deeopak Chopra

Yaşadığımız birçok buhran, belki çok daha azaltılabilirdi. Muhteşem güç ile birleştirdiğimiz kalplerimizin. Tüm yapmamız gereken, Meditasyon. Her gün. O kadar basit.


“Geçtiğimiz 18 yıl içinde kalp-beyin ilişkisini inceledik. Kalp-beyin iletişimini. Ve bunun bilincimizi ve algılarımızı nasıl etkilediğine odaklandık. Bulgularımızdan biri, ki buna şimdi Uyumluluk diyoruz. Bulduğumuz şuydu; Kendimizi iyi hissettiğimizde, olumlu bir duygu yaşadığımızda, gün batımının keyfine vardığımızda, sevdiğimizde veya birine bağlandığımızda kalp atışının mesajı farklılaşır. Bedende üretilebilecek en büyük uyumlu elektro-manyetik alanı yaratır. Bu manyetik alanın kayıtlarına baktığımızda, kalp tarafından üretilen bu manyetik alanın duygularla kodlandığını fark ettik. Duygularımızı değiştirmeyi öğrenerek ve bu sayede kalbimizin ürettiği elektro-manyetik alana kodlanan bilgiyi değiştirebiliriz. Etrafımızda ki her şey ile ve tabii gezegenimizle derinden ve temelden karşılıklı bağlantı halindeyiz. Birey olarak ne yaptığımız gerçekten çok ÖNEMLİ. Dr.Rollin McCraty

Gözlerinizin önünden bir perde kaldırıldı. Şimdi hatırlama zamanı. Gerçekten kim olduğumuzu hatırlama zamanı...

 Bu zaman diliminde karşılaştığımız en büyük değişimler seni korkutmasın. Sadece bunun muazzam bir süreç olduğunu bil. Eski dünyanın yöntemlerini yıkayıp, götürmek için. Kayıtsız olacak zaman kalmadığının farkına var.  Her gün meditasyon yap. Ve etrafında ki duvarlar parçalanıp yıkıldığında, bu duvarların bizi çok uzun yıllardır esaret altında tutan duvar ile aynı olduklarını göreceksin.

Bu bir başlangıç. Ve biz yüce her şeyi bileni arıyoruz. Sonunda hepimizin, büyük bir ailenin bireyleri olduğumuzu keşfedeceğiz.

İntikam yerine Affetmek,
Öç almak yerine arayı bulmak, birleştirmek,
Sevgiye Seç
Birlikte Ayaktayız…

Bize eziyet edenlerden nefret etmemeliyiz. Artan öfkenin temeli korkudur. Bunun yerine kalplerimizin derinliklerine bakıp, orada BAĞIŞLAMAYI bulmalıyız. Her varlık ne kadar karanlık olsa da, içinde hep ışık vardır.
Duygularınızı ve enerjinizi neye verirseniz, o sizin gerçekliğiniz olur.

SEVGİYİ SEÇ…

“Yüce ruhlar her zaman vasat zihinlerin şiddetli direnci ile karşılaşmışlardır. Albert Einstein

“İnsan, ‘evren’ dediğimiz bütünün zaman ve mekan ile sınırlanmış parçasıdır. Albert Einstein

“Kendini, duygu ve düşüncelerini her şeyden ayrışmış gibi deneyimler. Bilincin bir tür görsel hayali gibi. Albert Einstein

Siz BİR’siniz…
Biz BİR’İZ…
Hayat kıymetlidir, hayatı harcama, şu anın benzeri bir zaman yok…


UYAN..!
Etrafına Bak…

Gözlerini Aç…


Kalbini Aç…


Sevgiye İNAN…


Sevgiyi ÖĞREN…


Gerçek SEVGİ…


Sevgiyi SEÇ…


Birlikte ayaktayız, Bölünürsek yıkılırız…
ŞİMDİ…


Çeviri: Ufuk Önen’e sonsuz teşekkürlerimizle…


BUNLARI DA SEVEBİLİRSİN :)

0 yorum

Popular Posts